Serbest Kürsü

Engelli Vatandaşlarımıza Tanınan Vergisel Haklar İstisnalar

Bilindiği üzere, Anayasamıza göre Türkiye Cumhuriyeti Devleti sosyal bir hukuk devletidir. Sosyal devlet anlayışı, devletin sosyal barışı ve adaleti sağlamak amacıyla sosyal ve ekonomik hayata aktif müdahalesini gerekli ve meşru gören bir anlayıştır. Bu anlayış gereği Anayasanın 61’inci maddesinin 2’nci fıkrası devlete; sakatların korunması ve toplum hayatına intibaklarının sağlanmasına ilişkin gerekli tedbirleri alma görevini yüklemektedir.

Bu maksat üzerine özürlülere yönelik hizmetlerin düzenli, etkin ve verimli bir şekilde yürütülmesini temin etmek için;  ulusal ve uluslararası kurum ve kuruluşlar arasında işbirliği ve koordinasyonu  sağlamak, özürlüler ile ilgili ulusal politikanın oluşmasına yardımcı olmak,  özürlülerin problemlerini tespit etmek ve bunların çözüm yollarını araştırmak  üzere 1997 yılında Başbakanlığa bağlı Özürlüler İdaresi Başkanlığı kurulmuştur.

Ayrıca, 01.07.2005 tarih ve 5378 sayılı “Özürlüler ve Bazı Kanun ve KHK’lerde Değişiklik yapılması Hakkında Kanun” yürürlüğe girmiştir. Kısaca “Özürlüler Kanunu” olarak adlandırılan bu kanun ile; özürlülüğün önlenmesi, özürlülerin sağlık, eğitim, rehabilitasyon, istihdam, bakım ve sosyal güvenliğine ilişkin sorunlarının çözümü ile her bakımdan gelişmelerini ve önlerindeki engelleri kaldırmayı sağlayacak tedbirleri alarak topluma katılımlarını sağlamak ve bu hizmetlerin koordinasyonu için gerekli düzenlemeleri yapmak amaçlanmıştır.

Ülkemizde yaklaşık 8.500.000 özürlü vatandaşımız bulunmaktadır ve bu sayı nüfusumuzun %12,29’una tekabül etmektedir. Engelliliğe dayalı herhangi bir ayrımcılık yapılmaksızın bütün engellilerin insan hak ve temel özgürlüklerinin tam olarak hayata geçirilmesini sağlama, hak ve özgürlüklerini güçlendirme devletimizin sorumluluğu altındadır.

Geçmişte engelliler, kaderin cilvesine ömürleri boyunca razı olmaları gereken bir kesim olarak görülmekteydi. Onların acılarına ortak olunurken, toplum hayatındaki yerlerine saygı gösterilmemekte ve sosyal hayatta tamamen bir yadırgama hâkimdi. Neyse ki, başta vergi ve belediyeler kanunu olmak üzere birçok kanun düzenlemesiyle, engellilerin sosyal hayatta almaları gereken değer, hızlı bir şekilde yerini bulma yolunda ilerlemektedir.

Günümüzde Devletimiz sosyal devletin gereği olarak engelli vatandaşlarımızı ya da engelli bireye sahip aileleri korumak ve kollamak veya engellilerimizin bağımsız bir birey olarak yaşamlarını sürdürebilmeleri, topluma intibaklarının sağlanması için birçok sosyal politikaları devreye sokmuştur. Bunlardan bazıları mali yardımlar, aylık bağlanması, vergisel teşvikler, işverenlerin engelli çalıştırma mecburiyeti, bazı hizmetlerden ücretsiz ya da düşük ücretli yararlanma (ulaşım, tiyatro gibi), erken emeklilik vb. politikalardır. Aslında bunlar devlet tarafından engellilere verilmiş bir lütuf olmayıp, devletin yapması gereken görevlerdir. Zira sosyal devlet, özürlüsüne sahip çıkabilen devlettir.

Bu yazımızda devletimizin vergi kanunları ile engellilerimize tanıdığı kolaylıkları sizlerle paylaşmak istiyorum.

  1. GELİR VERGİSİ İSTİSNASI

Özürlü vatandaşlarımızın, içinde bulunduğu zor koşulların giderilmesine katkıda bulunmak ve özürlüler ile özürlü olmayanlar arasındaki rekabet eşitsizliğini gidermek amacıyla öteden beri vergi hukukunda çeşitli düzenlemeler yer almıştır. Bunlardan birisi de özürlü bazı mükelleflerin gelir vergisi matrahlarının hesaplanmasında dikkate alınan sakatlık indirimi uygulamasıdır. Bu uygulamayla çalışma gücü kaybından dolayı sakatlık indiriminden yararlanan mükellefler, diğerlerine nazaran daha az gelir vergisi ödemek suretiyle maddi yönden dolaylı olarak desteklenmektedir. Gelir vergisi bakımından sakatlık indiriminden yararlanabilmek için özürlü mükellefin ya da bakılmakla yükümlü olunan kişinin çalışma gücünü en az %40 veya daha fazla oranda kaybetmiş olması gerekmektedir.

 Sakatlık indirimi;

  • Özürlühizmet erbabı ile bakmakla yükümlü olduğu özürlü kişi bulunan hizmet erbabına,
  • Özürlüserbest meslek erbabı ile bakmakla yükümlü olduğu özürlü kişi bulunan serbest meslek erbabına,
  • Basit usulde vergilendirilen özürlülere,

 uygulanmaktadır.

         1.1. Ücretlilerde Sakatlık İndirimi Uygulaması

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 31’nci maddesi hizmet erbabı açısından sakatlık indirimini düzenlemiş olup,  çalışma gücünün; asgarî % 80’ini kaybetmiş bulunan hizmet erbabı birinci derece sakat, asgarî % 60’ını kaybetmiş bulunan hizmet erbabı ikinci derece sakat, asgarî % 40’ını kaybetmiş bulunan hizmet erbabı ise üçüncü derece sakat sayılmaktadır.

Buna göre ;

  • Çalışma gücünün asgari % 80 ve daha fazlasını kaybetmiş bulunan hizmet erbabı birinci derece sakat,
  • Çalışma gücünü % 60 ila 79 arası kaybetmiş bulunan hizmet erbabı ikinci derece sakat,
  • Çalışma gücünü % 40 ila 59 arası kaybetmiş bulunan hizmet erbabı üçüncü derece sakat,

olarak kabul edilmiştir.

2011 yılı için stopaj yoluyla vergilendirilen ücretlerden aylık, birinci derece sakatlar için 700,00 TLikinci derece sakatlar için 350,00 TL,  üçüncü derece sakatlar için 170,00 TL. tutarında sakatlık indirimi yapılmaktadır.

Bunun sonucunda sakatlık indirimi tutarının üstünde vergi matrahının olması ve vergi oranın %15 olarak kabul edilmesi durumunda; 

  • Çalışma gücünün asgari % 80 ve daha fazlasını kaybetmiş bulunan bir hizmet erbabı : 700,00 X %15 = 105,00 TL,
  • Çalışma gücünü % 60 ila 79 arası kaybetmiş bulunan bir hizmet erbabı; 350,00 X %15 = 52,50 TL,
  • Çalışma gücünü % 40 ila 59 arası kaybetmiş bulunan bir hizmet erbabı ; 170,00 X %15 = 25,50 TL tutarında daha az vergi ödemek suretiyle desteklenmektedir.

Sakatlık indiriminden özürlü hizmet erbabı kendisi için yararlanabildiği gibi, özürlü ya da özürlü olmayan hizmet erbabının bakmakla yükümlü olduğu özürlü kişi var ise hizmet erbabı, bu kişiler için de sakatlık indiriminden yararlanabilir. Böyle durumlarda hesaplama her biri için ayrı ayrı yapılacak ve indirim uygulanmasında toplu olarak dikkate alınacaktır.  Bu şekilde hesaplanan sakatlık indiriminin aylık tutarının hizmet erbabının aylık ücretinin tevkifat matrahından indirilmesi gerekmektedir.  Muhtelif yerlerden ücret alanlarda, sakatlık indirimi asgari geçim indiriminin uygulandığı ücret gelirine uygulanacaktır.

1.2. Özürlü Serbest Meslek Erbabı İle Bakmakla Yükümlü Olduğu Özürlü Kişi Bulunan Serbest Meslek Erbabında ve Basit Usulde Vergilendirilenlerde Sakatlık İndirimi Uygulaması

Özürlü serbest meslek erbabı ile serbest meslek erbabının bakmakla yükümlü olduğu özürlü kişi bulunması halinde, çalışma gücü kaybına göre bir önceki bölümde belirtilen sakatlık indiriminin yıllık tutarı, serbest meslek erbabının beyan edeceği serbest meslek kazancından düşülecektir.

Aynı şekilde, indirimden yararlanma hakkına sahip basit usulde vergilendirilen özürlülere uygulanacak sakatlık indiriminin yıllık tutarı da, vergi tarhına esas kazançlarından indirilecektir. Dikkat edileceği üzere basit usulde vergilendirilenler ancak kendilerinin özürlü olmaları durumunda sakatlık indiriminden yararlanabilecek, bakmakla yükümlü olduğu kişilerden özürlü olanların bulunması halinde bunlar için sakatlık indiriminden yararlanamayacaktır.  Ayrıca, bilânço usulünde veya işletme hesabı esasına göre vergilendirilen tüccarlar gerek kendileri için, gerek bakmakla yükümlü olduğu özürlü kişiler için sakatlık indiriminden yararlanamazlar.

İndirim miktarı, beyan edilecek serbest meslek kazancı ve basit usulde vergilenen kazanç tutarı ile sınırlı olup, kazancın yetersiz olması halinde sonraki yıla devredilmeyecektir.

Buna göre serbest meslek erbapları ile basit usulde vergilendirilen mükellefler 2011 yılında;

  • Birinci derece sakatlar için   ; 700 TL x 12 = 8.400,00 TL,
  • İkinci derece sakatlar için   ; 350 TL x 12 = 4.200,00 TL,
  • Üçüncü derece sakatlar için ; 170 TL x 12 =  040,00 TL,

tutarındaki sakatlık indirimini vergi matrahlarından düşebileceklerdir.

Hizmet erbaplarında olduğu gibi sakatlık indiriminden özürlü serbest meslek erbabı kendisi için yararlanabildiği gibi, özürlü ya da özürlü olmayan serbest meslek erbabının bakmakla yükümlü olduğu özürlü kişi var ise serbest meslek erbabı, bu kişiler için de sakatlık indiriminden yararlanabilir. Böyle durumlarda hesaplama her biri için ayrı ayrı yapılacak ve indirim uygulanmasında toplu olarak dikkate alınacaktır. Bu şekilde hesaplanan sakatlık indiriminin yıllık tutarı, serbest meslek erbabının beyan edeceği serbest meslek kazancından düşülecektir.

1.3. Sakatlık İndirimi Uygulamasında Bakmakla Yükümlü Olma Tabiri ve Bu Durumun Belgelendirilmesi

Sakatlık indirimi uygulamasında bakmakla yükümlü olunan kişi tabirinden; özürlü kişinin tabi olduğu çalışma mevzuatı veya bağlı bulunduğu sosyal güvenlik kurumunun mevzuatına göre bakmakla yükümlü sayılan anne, baba, eş ve çocukları anlaşılacaktır. Çocuklarda yaş sınırlamasına gidilmeksizin işlem yapılacaktır.

Bakmakla yükümlü olduğu özürlü kişi bulunan;

  • Hizmet erbabı, çalıştığı işyerinden veya duruma göre kayıtlı olduğu sosyal güvenlik kuruluşundan aldığı özürlü kişiye ait sağlık karnesinin kimlik bilgilerini içeren sahifelerinin bir örneğini,
  • Serbest meslek erbabı, kayıtlı olduğu sosyal güvenlik kuruluşundan aldığı özürlü kişiye ait sağlık karnesinin kimlik bilgilerini içeren sahifelerinin bir örneğini,

 veya,

Bu kişiler tarafından Sosyal Güvenlik Kurumundan alınacak “müstahaklık belgesini”, bakmakla yükümlü olduğuna dair belge olarak ilgili müdürlüklere verecektir.

Öte yandan, söz konusu sakatlık indiriminden Türkiye dar mükellefiyet kapsamında vergilendirilenlerin faydalanması mümkün bulunmamaktadır.

 1.4. Sakatlık İndiriminden Yararlanacakların Yapacakları İşlemler

Sakatlık indiriminden yararlanmak isteyenlerin bir dilekçe ve aşağıda belirtilen belgelerle birlikte; Vergi Dairesi Başkanlığının kurulduğu illerde Vergi Dairesi Başkanlığı Gelir ve Kurumlar Vergileri Müdürlüklerine, diğer illerde Defterdarlık Gelir Müdürlüklerine, bağımsız Vergi Dairesi bulunan ilçelerde Vergi Dairesi Müdürlüklerine, diğer ilçelerde Mal Müdürlüklerine başvurması gerekmektedir.

Sakatlık indiriminden yararlanmak isteyenlerin dilekçe ekinde bulunduracağı belgeler şunlardır:

Özürlü hizmet erbabı için; Hizmet erbabının bakmakla yükümlü olduğu özürlü kişiler için; Özürlü serbest meslek erbabı için; Serbest meslek erbabının bakmakla yükümlü olduğu özürlü kişiler için; Sakatlık indiriminden yararlanma hakkına sahip basit usulde vergilendirilen özürlüler için;
Ø     Çalıştığı işyerinden alacağı hizmet erbabı olduğunu gösterir belge, Ø     Ücretlinin çalıştığı işyerinden alacağı hizmet erbabı olduğunu gösterir belge, Ø     Vergi kimlik numarasını gösteren belge, Ø     Serbest meslek erbabının vergi kimlik numarasını gösteren belge, Ø     Vergi kimlik numarasını gösteren belge,
Ø     Nüfus cüzdanı örneği ve üç adet fotoğraf, Ø     Özürlü kişilerin nüfus cüzdanı örneği ve üç adet fotoğrafı, Ø     Nüfus cüzdanı örneği ve üç adet fotoğraf. Ø     Özürlü kişilerin nüfus cüzdanı örneği ve üç adet fotoğrafı, Ø     Nüfus cüzdanı örneği ve üç adet fotoğraf.

 

Ø     Özürlü kişiye bakmakla yükümlü olunduğunu gösteren belge. Ø     Özürlü kişiye bakmakla yükümlü olunduğunu gösteren belge.

 

1.5. Gelir İdaresi Başkanlığı’nca Yapılan İşlemler

Vergi Dairesi Başkanlığı bulunan illerde; Vergi Dairesi Başkanlığı Gelir ve Kurumlar Vergileri Müdürlükleri, Vergi Dairesi Başkanlığı bulunmayan illerde ise; Defterdarlık Gelir Müdürlükleri, ilçelerde Vergi Dairesi Müdürlükleri, vergi dairesi bulunmayan ilçelerde ise; Malmüdürlükleri kendilerine başvuran özürlüleri, yetkili sağlık kuruluşundan en yakınına sevk etmektedirler. Yetkili sağlık kuruluşu tarafından verilecek raporlar ilgili Müdürlüklerce, Gelir İdaresi Başkanlığı’nda oluşturulan Merkez Sağlık Kuruluna gönderilir. Merkez Sağlık Kurulu, sağlık kuruluşları tarafından düzenlenen raporları inceleyerek, başvuru sahibinin çalışma gücünün ne kadarını kaybettiğine karar vererek, sakatlık dereceleri %40 ve üzeri olanlara ilişkin raporlar, ücretlilerde işverenine, serbest meslek erbabı ile kazancı basit usulde vergilendirilenlerin kendilerine verilmek üzere raporları kendisine gönderen ilgili Vergi Dairesi Başkanlıklarına/Defterdarlıklara göndermektedir.

Ayrıca kalıcı hastalık veya özürler için raporun bir defa verilmesi ve sakatlık derecesinin belirlenmesi için yeterlidir. Ancak, özür durumunun değişmesi halinde, sakatlık indiriminden yararlanabilmek için rapor ve buna bağlı çalışma gücü kaybı oranı yeniden belirlenmesi gerekmektedir.

Vergi Dairesi Başkanlığı bulunan illerde Vergi dairesi Başkanlıklarınca, Vergi dairesi Başkanlığı bulunmayan illerde ise Defterdarlık Gelir Müdürlüklerince, söz konusu raporlarda belirlenen derecelere göre hizmet erbabının, serbest meslek erbabının veya bunların bakmakla yükümlü oldukları kişilerin veya basit usulde vergilendirilen mükelleflerin sakatlık indiriminden yararlandırılması gerektiği, çalıştıkları kurumlara ve kurumlarının bağlı olduğu vergi dairelerine yazıyla bildirilmektedir.

Sakatlık derecesi %40′ ın altında tespit edilen başvuru sahiplerine ve çalıştıkları işyerlerine bu durum aynı şekilde yazı ile bildirilmektedir.

Dış kuruluşlarımızda görevli hizmet erbabına ilişkin hükümlere 28.04.1981 tarih ve 17324 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Sakatlık İndiriminden Yararlanacak Hizmet Erbabının Sakatlık Derecelerinin Tesbit Şekli ile Uygulanması Hakkında Yönetmelik” ‘te yer verilmiş olup, buna göre; yabancı ülkelerdeki dış kuruluşlarımızda (resmi ve özel sektörde) görevli sakat hizmet erbabı, nüfus kağıdının örneği ve bağlı olduğu kurumdan alacağı o ülkede görevli hizmet erbabı olduğunu gösterir belge ile birlikte bulunduğu ülkedeki T.C. Elçilik veya Konsolosluğuna bir dilekçe ile başvurur. Elçilik ve konsolosluklar, kendilerine başvuran hizmet erbabının bir yazısıyla o ülkedeki hizmet erbabının çalıştığı yere en yakın resmi bir hastaneye sevk eder. Hastanece düzenlenen raporlar Türkçeye çevrilmiş birer örnekleri ile birlikte ilgili Elçilik ve Konsolosluklar tarafından Dışişleri Bakanlığı aracılığıyla Maliye Bakanlığı, Gelir İdaresi Başkanlığına gönderilir.

Söz konusu raporlar, Yönetmeliğin 10’uncu maddesindeki esaslara göre Merkez Sağlık Kurulunca incelenerek karara bağlanır ve ilgili müdürlükler kanalıyla işbu yönetmeliğin 11 inci maddesi gereğince işlem yapılmak üzere hizmet erbabının ücretini ödeyen kuruluşlara yazıyla bildirir.

 2. KATMA DEĞER VERGİSİ (KDV) İSTİSNASI

5378 Sayılı Kanunun 32’nci maddesiyle 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun “Sosyal ve Askeri Amaçlı İstisnalarla Diğer İstisnalar” başlıklı 17’nci maddesinin, “Diğer İstisnalar” alt başlıklı 4/s bendine eklenen ve 07.07.2005 tarihinden geçerli olmak üzere yürürlüğe giren hükme göre; “özürlülerin eğitimleri, meslekleri, günlük yaşamları için özel olarak üretilmiş her türlü araç-gereç ve özel bilgisayar programlarının teslimleri”  katma değer vergisinden istisna edilmiştir.

Görme özürlülerin kullandıkları baston, yazı makinesi, kabartma klavye; ortopedik özürlülerin kullandığı tekerlekli sandalye, ortez-protez gibi cihaz ve araçlar söz konusu “araç-gereç” arasında sayılmakla birlikte, binek otomobil ve diğer nakil vasıtaları ise sözü edilen “araç-gereç” kapsamına girmemektedir.

Sadece özürlülerin iş ve toplumsal hayata katılımını artıracak, özürlünün günlük yaşamının daha kolay ve verimli geçmesini sağlayacak araç ve gereçler, Katma Değer Vergisi ödenmeden satın alınabilecektir. Burada dikkat edilmesi gereken husus, söz konusu araç ve gereçlere sonradan herhangi bir aksam ilavesi veya çıkarılması değil o amaçla ve özel olarak üretilmiş olması gerekmektedir. Diğer taraftan istisnanın özürlüler tarafından edinilen tüm mallar için uygulanması söz konusu değildir.

 3. ÖZEL TÜKETİM VERGİSİ (ÖTV) İSTİSNASI

4760 Sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu’nun “Diğer İstisnalar” başlıklı 7’nci maddesinin (2) numaralı fıkrası ile;  (II) sayılı listede yer alan kayıt ve tescile tâbi mallardan;

  1. a) 87.03 (motor silindir hacmi 1.600 cm³’ü aşanlar hariç), 87.04 (motor silindir hacmi 2.800 cm³’ü aşanlar hariç) ve 11 G.T.İ.P. numaralarında yer alanların, sakatlık derecesi % 90 veya daha fazla olan malûl ve engelliler tarafından,
  2. b) 87.03 (motor silindir hacmi 1.600 cm³’ü aşanlar hariç), 87.04 (motor silindir hacmi 2.800 cm³’ü aşanlar hariç) ve 11 G.T.İ.P. numaralarında yer alanların, bizzat kullanma amacıyla sakatlığına uygun hareket ettirici özel tertibat yaptıran malûl ve engelliler tarafından,
  3. c) 87.03 (motor silindir hacmi 1.600 cm³’ü aşanlar hariç), 87.04 (motor silindir hacmi 2.800 cm³’ü aşanlar hariç) ve 11 G.T.İ.P. numaralarında yer alanların, bu bendin (a) ve (b) alt bentlerinde belirtilen malûl ve engelliler tarafından ilk iktisabından sonra deprem, heyelan, sel, yangın veya kaza sonucu kullanılamaz hale gelmesi nedeniyle hurdaya çıkarılmasında, bu G.T.İ.P. numaralarında yer alan malları hurdaya çıkaran malûl ve engelliler tarafından,

beş yılda bir defaya mahsus olmak üzere ilk iktisabı özel tüketim vergisinden istisna edilmiştir.

Sözü edilen istisna motorlu araçlara ilişkin olup, yasada ifade edilen 87.03. G.T.İ.P numarası;  binek otomobilleri ve esas itibariyle insan taşımak üzere imal edilmiş diğer motorlu taşıtları ifade etmekte olup, bu gruba steyşın vagonlar ile yarış arabaları dahildir. 87.04. G.T.İ.P numarasında ise eşya taşımaya mahsus motorlu taşıtlar yer almaktadır.  İstisnadan yararlanacak olanları ve şartlarını üç başlık halinde inceleyebiliriz.

3.1. Sakatlık Derecesi %90 veya Daha Fazla Olanlar

Yukarıda sözü edilen araçların sakatlık derecesi % 90 veya daha fazla olan malul ve engelliler tarafından ilk iktisabında ÖTV istisnası uygulanması için, bu kişilerin araçları kullanması şartı aranılmamakta ve özel tertibat yaptırılmasına da gerek bulunmamaktadır. İstisna uygulamasında, aracın iktisabını yapacak olan kişinin sakatlık derecesinin % 90 veya daha fazla olduğuna dair yetkili sağlık kuruluşlarından alınacak sağlık kurulu raporu aslı veya noter onaylı örneğini, araçların ilk iktisabının yapılacağı motorlu araç ticareti yapanlar tarafından vergi dairesine verilecek 2A numaralı ÖTV beyannamesine eklenmesi yeterli bulunmaktadır.

3.2. Sakatlık Derecesi %90’dan Az Olanlar

Sakatlık derecesi %90’dan az olanlar tarafından sözü edilen araçların ilk iktisabında ÖTV istisnası uygulanabilmesi için; araçta bizzat kullanmak üzere sakatlığına uygun hareket ettirici özel tertibatın bulunması gerekmektedir. Hareket ettirici aksam olarak debriyaj, fren ve gaz pedalları ile vites kolunda sabitlenmiş bir şekilde özel tertibat yapılması gerekmekte olup, yapılan özel tertibatın kişinin sakatlığıyla uyumlu olması da yasal bir zorunluluktur. Sakatlık derecesi % 90’ın altında olanların gaz, fren, debriyaj pedalları ile vites kolunda sakatlığına uygun hareket ettirici özel tertibat yaptırmaksızın kullanabilecek olduğu araçlar ile aracı hareket ettirici özel tertibat sayılmayan (direksiyona topuz takılması, engelin bulunduğu taraftaki silecek kolu, sinyal, cam silecek kumandası, dörtlü flaşör, ön-arka cam su fıskiyesi, korna ve kontak gibi düzeneklerin diğer tarafa alınması veya direksiyon simidine monte edilmesi vb.) tadilat yapılmak suretiyle kullanılabilecek olan araçların ilk iktisabında söz konusu istisnadan yararlanılması mümkün bulunmamaktadır.

Öte yandan, otomatik vitesli araçlar, başka bir tadilat olmaksızın özel tertibatlı araç olarak değerlendirilmemektedir. Buna göre otomatik vitesli araçların gaz veya fren pedalı ya da vites kolunda sakatlığa uygun olarak yaptırılan tadilatlar, hareket ettirici özel tertibat sayılacak ve sağ ayağındaki veya sağ bacağındaki sakatlık nedeniyle bu şekilde otomatik vitesli araç kullanabilecek olanlar, bu araçları ilk iktisabında istisnadan yararlanabilecektir.

Anılan yasa hükmünün engellilerin sakatlıklarına göre ayrım yapılmasını öngören bir amaç gütmesi söz konusu olmayacağından, sol alt ekstremitede (ayak veya bacakta) sakatlığı olanlar için otomatik vitesin hareket ettirici özel tertibat olarak sayılması gerekmektedir. Buna göre, sağlık raporuna göre sadece sol alt ekstremitede sakatlığı bulunan malul ve engellilerin “H” sınıfı sürücü belgesi olması halinde, başkaca özel tertibat yapılmasına gerek olmaksızın otomatik vitesli araçları ilk iktisabında bu istisnadan yararlanmaları mümkün bulunmaktadır. Bu durumda sakatlık derecesi % 90’ın altında olup, sadece sol alt ekstremitede sakatlığı bulunan malul ve engelliler için verilecek (2A) numaralı ÖTV beyannamesine, aracın sakatlığa uygun olarak tadil edildiğine dair teknik belge yerine aracın otomatik vitesli olduğuna dair “uygunluk belgesi” nin aslı veya noter onaylı örneği eklenecektir.

Bu istisnadan yararlanan kişilerin istisna uygulanan ilk iktisaplarına ilişkin (2A) numaralı ÖTV beyannamesi ekine,

  • Alıcının maluliyetine veya sakatlığına dair tam teşekküllü bir devlet hastanesinden alınan sağlık kurulu raporunun aslı veya noter onaylı örneği,
  • Aracın sakatlığa uygun olarak tadil edildiğine dair teknik belgenin aslı veya noter onaylı örneği,
  • Alıcının “H” sınıfı sürücü belgesinin fotokopisi,

eklenecektir. Vergi dairesince kabul edilen beyanname ve ekleri incelenerek tahakkuk fişi ve istisna uygulandığını gösteren “ÖTV Ödeme Belgesi” düzenlenecek ve mükellefe verilecektir.

 Malul ve sakatların kullanmak üzere yurt dışından ithal edeceği taşıt araçları için de bu belgelerin gümrük idaresine ibrazı üzerine istisna uygulanacaktır.

3.3. Aracın Deprem, Heyelan, Sel, Yangın Veya Kaza Sonucu Kullanılamaz Hale Gelmesi Durumunda ÖTV İstisnası

ÖTV istisnasından yararlanarak ilk iktisabını yapanlar, ilk iktisap tarihinden itibaren 5 yıl geçmeden ikinci bir aracı iktisaplarında istisnadan yararlanamamaktadır. Ancak, istisnadan yararlanarak iktisabını yaptığı aracı deprem, heyelan, sel, yangın veya kaza sonucu kullanılamaz hale gelmesi nedeniyle hurdaya çıkaran malul ve engelliler, hurdaya ayrılan aracın ilk iktisabından itibaren 5 yıl geçmemiş olsa dahi ikinci bir aracı iktisaplarında ÖTV istisnasından yararlanabileceklerdir.  Bunun için sözü edilen araçların malûl ve engelliler tarafından ilk iktisabından sonra deprem, heyelan, sel, yangın veya kaza sonucu kullanılamaz hale gelmesi nedeniyle maddede sayılan G.T.İ.P. numaralarında yer alan araçlarını hurdaya çıkarmaları ve sonucunda yeni bir aracın ilk iktisabında bu istisnadan yararlanması için, malûl ve engellilerin istisnadan yararlanarak ilk iktisabını yaptığı araçla ilgili olarak bu aracın deprem, heyelan, sel, yangın veya kaza sonucu kullanılamaz hale geldiğini tevsik eden ekspertiz raporu ile “hurdaya çıkarılmıştır” damgası vurularak kayıt konulan tescil belgesinin aslı veya noter onaylı örneğinin araçların ilk iktisabının yapılacağı motorlu araç ticareti yapanlar tarafından vergi dairesine verilecek 2A numaralı ÖTV beyannamesine eklenmesi yeterlidir.

Öte yandan, ikinci aracın ilk iktisap tarihinden itibaren 5 yıl geçmedikçe, bir başka aracın iktisabında ÖTV istisnası uygulanamayacağı tabiidir.

 4.MOTORLU TAŞITLAR VERGİSİ (MTV) İSTİSNASI

197 Sayılı Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanunu’nun “İstisnalar” başlıklı 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendine istinaden; özür durumuna göre tüm vücut fonksiyon kaybı oranı yani “sakatlık derecesi % 90 ve daha fazla” olan malûl ve özürlülerin adlarına kayıtlı taşıtlar ile diğer malûl ve özürlülerin, bu “durumlarına uygun hale getirilmiş özel tertibatlı taşıtlar” motorlu taşıtlar vergisinden istisna edilmiştir.

5035 sayılı Kanunla yapılan düzenleme ile 2004 yılından itibaren malûl ifadesine engelliler ifadesi eklenmiş, malûl ve engellilerin bu istisnadan yararlanma şartı olan “bizzat kullanmak” zorunluluğu uygulamadan kaldırılarak; sakatlık dereceleri % 90 ve daha fazla olan malûl ve engellilerin adlarına kayıtlı taşıtlar ile diğer malûl ve engellilerin adlarına kayıtlı olan ve malûl ve engellilerin bu durumlarına uygun hale getirilmiş özel tertibatlı taşıtlar motorlu taşıtlar vergisinden istisna edilmiştir. Sözkonusu istisnanın uygulama şekli aşağıda açıklanmıştır.

4.1. Sakatlık Dereceleri % 90 ve Daha Fazla Olan Malûl ve Engellilere Ait Taşıtlarda İstisna Uygulaması

Sakatlık dereceleri % 90 ve daha fazla olan malûl ve engellilerin bu durumlarını tam teşekküllü Devlet hastanesinden alınmış olan sağlık kurulu raporu ile ilgili vergi dairelerine belgelendirmeleri halinde, sözkonusu malûl ve engellilerin kendi adlarına kayıt ve tescil edilmiş olan taşıtları, motorlu taşıtlar vergisine tabi tutulmayacaktır. Bu istisnadan yararlanmak için, sözkonusu malûl ve engellilere ait taşıtın özel tertibatlı veya özel tertibatlı hale getirilmiş olması şartı aranmayacaktır.

  1. 2. Diğer Malûl ve Engellilere Ait Taşıtlarda İstisna Uygulaması

Özür durumuna göre, tüm vücut fonksiyon kaybı oranı (sakatlık derecesi) %90’dan az olan malul ve özürlülerin bu durumlarını; tam teşekküllü Devlet hastanesinden alınan sağlık kurulu raporu ile belgelendirmeleri ve kendi adlarına kayıt ve tescilli olan taşıtların özürlülük haline uygun “özel tertibatlı taşıt” veya “özel tertibatlı hale getirilmiş taşıt” olduğunu belirten “Motorlu Araç Tescil Belgesi” nin ilgili tescil kuruluşlarınca onaylanmış örneği ile “Araçlar İçin Teknik Belge” ve “Proje Raporu”nun aslı veya noter onaylı örneğinin ilgili vergi dairelerine verilmesi halinde bu istisna hükmünden yararlanabileceklerdir.  Dolayısıyla, sakatlık derecesi %90 dan az olan malul ve engellilerin adlarına kayıt ve tescilli taşıtlarda sakatlık derecelerine uygun bir tertibat bulunmaması halinde bu taşıtlar için istisna uygulanmamaktadır.

 Otomatik vitesli taşıtlar özel tüketim vergisi istisnasında olduğu gibi, sağ ayağında veya sağ bacağında sakatlığı bulunanların engellilik hallerine uygun özel tertibatlı olması halinde motorlu taşıtlar vergisinden istisna olacaktır. Ancak, anılan Kanun hükmünün malul ve engellilerin sakatlıklarına göre ayrım yapılmasını öngören bir amaç gütmesi söz konusu olmayacağından; sağlık raporunda sadece sol alt ekstremitede (ayak veya bacakta) sakatlığı olduğu belirtilen malul ve engellilerin otomatik vitesli taşıtlarının başkaca özel tertibat yapılmasına gerek olmaksızın, malul ve engelli adına kayıt ve tescil edildiği tarihten itibaren motorlu taşıtlar vergisinden istisna olması gerekmektedir.

3 – Malûl ve Engelliler İstisnası İle İlgili Bildirim

 İstisnadan yararlanacak olan malul ve özürlüler tarafından; “Malûl ve Özürlüler Adına Kayıt ve Tescilli Taşıtlarda Motorlu Taşıtlar Vergisi İstisnası Bildirim Formu”  düzenlenerek ( Bildirim Formunun www.gib.gov.tr/ internet adresinde bulunan örneğinin düzenlenmesi mümkün bulunmaktadır.) istisnadan yararlanmak için gerekli olan diğer belgeler ile birlikte ilgili vergi dairesine verilecektir.

  1. EMLAK VERGİSİ İSTİSNASI

Malul ve özürlülere vergi açısından sağlanan imkânlara 2006 yılı başından itibaren emlak vergisinde uygulanmaya başlanan indirimli vergi oranı eklenmiştir. 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu’nun 5378 sayılı “Özürlüler ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun”un 22’nci maddesi ile değiştirilen 8’inci maddesine göre; özürlülerin Türkiye sınırları içinde brüt 200 m²’yi geçmeyen tek meskeni olması (kullanım hakkına sahip olunması hali dâhil) halinde, şartları taşıyan özürlülere emlak vergisi ödememeleri için fırsat tanınmıştır.

İndirimli (sıfır) vergi oranının uygulanması için meskende bizzat oturma şartı aranmamaktadır. Bu nedenle, sahip olduğu tek meskeni kiraya verip, kirada oturan özürlü de diğer şartlan taşımak kaydıyla emlak vergisi ödemeyecektir. Brüt alanı 200 m²’yi geçmeyen tek meskene hisse ile sahip olunması halinde indirimli vergi oranı, meskenin toplam emlak vergisinin hisseye düşenine uygulanacaktır. Ancak,

  • Birden fazla meskeni olanlar,
  • Birden fazla meskende hisseye sahip olanlar,
  • Birden fazla meskende intifa (kullanım) hakkına sahip olanlar,
  • Brüt alanı 200 m²’yi geçen tek konuta sahip olanlar,

indirimli (sıfır) emlak vergisi uygulamasından yararlanmayacaklardır. Ayrıca belirli zamanlarda dinlenme amacıyla kullanılan meskenler için vergi oranında bir indirim uygulanmayacaktır.

İndirimli vergi oranından yararlanan mükelleflerin, gerekli şartlardan herhangi birini kaybetmeleri halinde, bu durumu mükellefiyetlerinin bulunduğu belediyeye bildirmeleri gerekmektedir. Gerçek dışı taahhütte bulunmak suretiyle emlak vergisi ödemeyen özürlüler ile durumlarında meydana gelen değişikliği bildirmeyen özürlülerden alınması gereken emlak Vergisi, cezalı olarak gecikme faizi ile birlikte alınır.

Özürlülerin indirimli (sıfır) emlak vergisi oranından yararlanabilmeleri için; bu durumlarını tam teşekküllü Devlet hastanesinden alınmış olan sağlık kurulu raporu ve 47 Seri No.lu Emlak Vergisi Genel Tebliğ ekinde yer alan dilekçe (Ek:1) ile birlikte, yine Genel Tebliğ ekinde yer alan “Tek Meskeni Olan (İntifa Hakkına Sahip Olanlar Dâhil) Özürlülere Ait İndirimli Bina Vergisi Formu” (Ek:2) düzenlenerek (Dilekçe ve Bildirim Formu’nun internetteki www.gelirler.gov.tr adresinde bulunan örneğinin düzenlenmesi mümkün bulunmaktadır.) ilgili belediye başkanlığına müracaat etmeleri gerekmektedir.

  1. GÜMRÜK VERGİSİ MUAFİYETİ

4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 167/12’nci maddesinde;“malul ve sakatların kullanımına mahsus eşyanın” gümrük vergisinden muaf olduğu belirtilmiştir. 27.10.1999 tarihli ve 4458 sayılı Gümrük Kanununun bazı maddelerinin uygulanmasına ilişkin usul ve esasların düzenlendiği 29.09.2009 tarih, 2009/15481 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile de malul ve sakatlar ile diğer engellilerin kullanımına mahsus eşya ile ilgili düzenlemeler yapılmıştır.

Bu karara göre;

1.Görme engellilerin eğitsel, bilimsel veya kültürel gelişimlerine yönelik olmak üzere özel suretle imal edilmiş ve karara Ek-12’deki listede yer alan eşyaya muafiyet tanınmaktadır.

Söz konusu muafiyet;

  1. a) Görme engellilerin kendi kullanımları için getirdikleri,
  2. b) Genel olarak görme engellilerin eğitimi veya onlara yardım sağlanması amacına yönelik kamu yararına faaliyette bulunan dernekler, vakıflar ile Sağlık Bakanlığınca yetki verilmiş kurum veya kuruluşlarca ithal edilen ve karara Ek-12’deki listede yer alan, eşya için uygulanmaktadır.

2.Görme engelliler hariç olmak üzere, malul ve sakatların hayatlarını idame ettirmesi için kişisel kullanımlarına mahsus özel surette imal edilmiş olup,

  1. a) Malul ve sakatların bizzat kendileri tarafından,
  2. b) Malul ve sakatlarayardım sağlanması amacına yönelik olarak kamu yararına faaliyette bulunan vakıflar ve dernekler ile resmi kurumlara karşılıksız gönderilen ve ücretsiz dağıtılmak üzere belirtilen dernek, vakıf ve resmi kurumlar tarafından, serbest dolaşıma sokulan motorlu veya motorsuz koltuk, bisiklet ve diğer eşyaya,
  3. c) Kamu yararına faaliyette bulunan dernekler ile Sağlık Bakanlığınca yetki verilenler tarafından ithal edilen, malul ve sakat kişileri toplu olarak taşımaya yönelik, malul ve sakatkişinin araca binip inmesiyle taşınmasını kolaylaştırıcı tertibatı bulunan motorlu kara nakil vasıtalarına,

tanınmaktadır.

Ayrıca, Gümrük İdaresine sunulduğu tarih itibarıyle, kayıt ve model yılı dâhil, üç yıldan eski olmamak kaydıyla;

  1. a) Münhasıran malul ve sakatlartarafından kullanılmak üzere özel surette imal edilmiş hareket ettirici tertibatı bulunan ve bu kişiler tarafından serbest dolaşıma sokulan, motosiklet ve motor silindir hacmi 1600 cc.’ye kadar olan otomobillere (12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren sol bacak engeli olan gaziler için vasıtaların özel tertibatlı olması gerekmez.),
  2. b) El ve ayak fonksiyonlarını tamamen yitirmiş olmaları nedeniyle bizzat malul ve sakatkişi tarafından kullanılamayan, kişinin araca binip inmesiyle taşınmasını kolaylaştırıcı tertibatı bulunan, malul ve sakatkişinin üçüncü dereceye kadar kan ve sıhri hısımlarından bir sürücü veya kişi ile iş akdine bağlı olarak istihdam edilen sürücü tarafından kullanılan vasıtalardan motor silindir hacmi 2500 cc.ye kadar olan;

–  8702.10.91.13.00 ve 8702.10.99.13.00 GTİP’lerinde yer alan minibüslere,

–  Portatif koltuklar hariç olmak üzere, sürücüsü dahil altı ila dokuz oturma yeri olan, malul ve sakat kişinin rahatça taşınabilmesine imkan verecek tavan yüksekliğine sahip olan motorlu kara nakil vasıtalarına da,

muafiyet tanınmaktadır.

Ancak bu vasıtaların gümrük vergilerinden muaf olarak ithaline izin verilebilmesi için malul ve sakat kişinin bu tür bir araca ihtiyacı bulunduğuna ilgili Gümrük İdaresince kanaat getirilmesi gerekir. Ayrıca hiçbir şekilde muafiyet uygulamasından  arazi taşıtları yararlandırılmaz.

  1. SONUÇ

Yazımızdan da anlaşılacağı üzere, özürlü vatandaşlarımızın, içinde bulundukları zor koşulların giderilmesine katkıda bulunmak ve özürlüler ile özürlü olmayanlar arasındaki rekabet eşitsizliğini gidermek, özürlü vatandaşlarımızın eğitimlerini, mesleklerini, günlük yaşamlarını daha kolay ve konforlu sürdürmeleri sağlamak için Devletimiz tarafından “sakatlık indirimi”, “emlak vergisi istisnası”, “gümrük vergisi istisnası”, “motorlu taşıtlar vergisi istisnası”,  “ÖTV’siz binek otomobili iktisabı” gibi vergi politikaları devreye sokulmaktadır. Bu çalışmamızda da vergisel teşviklerin neler olduğu ve bunlardan nasıl yararlanılacağı izah edilmiştir. Söz konusu vergisel teşviklerden yararlanmak için vatandaşlarımızın zamanında ve gerekli belgelerle ilgili mercilere müracaat etmeleri yeterli olacaktır.

KAYNAKÇA:

  1. C. Anayasası
  2. 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu
  3. 3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu
  4. 4760 Sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu
  5. 197 Sayılı Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanunu
  6. 1319 Sayılı Emlak Vergisi Kanunu
  7. 4458 Sayılı Gümrük Kanunu
  8. 09.2009 tarih, 2009/15481 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı
  9. Sakatlık İndiriminden Yararlanacak Hizmet Erbabının Sakatlık Derecelerinin Tesbit Şekli İle Uygulanması Hakkında Yönetmelik (04.1981 tarih, 17324 sayılı R.G.’de yayımlanmıştır)
  10. 222 Seri No’lu Gelir Vergisi Genel Tebliği ( 24.02.1999 tarih, 23621 sayılı R.G.’de yayımlanmıştır.)
  11. 1 Seri No.lu Özel Tüketim Vergisi Genel Tebliği (30.7.2002 tarih, 24831 sayılı  G’.de yayımlanmıştır.)
  12. 7 Seri No’lu Özel Tüketim Vergisi Genel Tebliği (05.08.2004, 25544 sayılı R.G.’de yayımlanmıştır)
  13. 14 Seri No’lu Özel Tüketim Vergisi Genel Tebliği (08.07.2008 Tarih,  26930 Sayılı R.G.’de yayımlanmıştır.)
  14. 47 Seri No’lu Emlak Vergisi Kanunu Genel Tebliği (31.12.2005 tarih, 26040(4.M) Sayılı R.G.’de yayımlanmıştır.)
  15. 5 lu Özel Tüketim Vergisi Sirküleri  (26.12.2008 Tarih, ÖTV-II/2008-1 sayılı)
  16. 12 lu Özel Tüketim Vergisi  Sirküleri  ( 30.04.2010 Tarih, ÖTV-2/2010-3 sayılı)
  17. 4 No.lu Motorlu Taşıtlar Vergileri Sirküleri (17.05.2010 tarih, MTVK-4/2010-2 sayılı)
Daha Fazla Göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Kapalı
Kapalı