Serbest Kürsü

Özel Esaslara Alınmaya (Kod) Karşı Dilekçe Örneği

[ozel]

1 )VERGİ DAİRESİNDEN KODTAN ÇIKARILMAYA İLİŞKİN TALEP DİLEKÇESİ

 

…………..Vergi Dairesi Başkanlığı

………….Vergi Dairesi Müdürlüğü’ne

………………

 

Tarih:

Konu : Özel esaslardan çıkarılma talebi.

 

İlgi : …………………………………..

Dairenizin ……………………….vergi kimlik numaralı mükellefiyiz.

İlgide kayıtlı yazınızda şahımın Vergi Müfettiş…….tarafından düzenlenen ………………tarih ve …………….sayılı vergi tekniği raporuna istinaden  ………………sayılı giriş onay kodu ile özel esaslar kapsamına alındığı beliritlmiştir.

Bahse konu rapordan da anlaşılacağı üzere fatura bilgilerim üçüncü kişeler tarafından taklit edilmiş olup, şahsımın hiçbir kusuru bulunmamaktadır. Ayrıca özel esaslara alınmış olmam benim ve müşterilerimin mağduriyetine neden olmaktadır.

Bu nedenle şahsımın İVEDİLİKLE özel esaslar kapsamına alınan mükellefler grubundan çıkarılması ve bu hususta tarafımın bilgilendirlmesi hususunda gereğini arz ederim.

 

Tarih/Kaşe/İmza.

Adres :

 

2) DAVA DİLEKÇESİ

YÜRÜTMEYİ DURUDURMA TALEPLİDİR.

 

………VERGİ MAHKEMESİ ……/2020
       SAYIN BAŞKANLIĞI’NA
………….
DAVACI :
VERGİ KİMLİK NO   :
ADRESİ :
TLEFON NO   :
AVUKATI VE T.C. NO:   :
ADRESİ   :
     
DAVALI
:
ADRESİ :
     

I) DAVAYA KONUSU İŞLEMİN

TARİHİ :
NUMARASI :
TEBLİĞ TARİHİ :

II) DAVA KONUSU

Şirketim/şahsım …………………………..adresinde……………..işi ile iştigal etmekte olup, ……………………………………………………………..nedeniyle özel esaslara alınmıştır. Bunun üzerine vergi dairesinden ……………..tarih, …………sayılı dilekçemizle bu mağduriyetin, özel esaslara alınmanın, giderilmesi için talepte bulunduk.  Ancak Vergi Dairesi ………….tarih, ……………sayılı yazılarında talebimizi, özel esaslara alınmanın yukarıda da zikredilen …………………..rapora istinaden tesis edildiğinden bahisle reddetmiştir. Bu sebeple işbu davanın açılması mecburiyeti doğmuş olup, yapılan hukuksuz işlemin, öncelikli yürütmesinin durdurulmasını, akabinde ise kesin olarak kaldırılmasını talep etmekteyiz.

III) YASAL DAYANAKLAR

A) GİRİŞ:

Bilindiği üzere Gelir İdaresi Başkanlığı mükellefleri hiçbir yasal dayanağı olmadığı  halde kendi oluşturduğu kıstaslara göre ,  sahte belge düzenleyicisi  ya da kullanıcısı gibi adlarla kategorize etmekte, KDV uygulamasında bu mükelleflere ‘özel esaslara alınmış mükellefler’ denmektedir. Haksız  yere  özel esaslara alınmış mükellefler sahteci, nayloncu damgası yemekte, özel esaslara alınmış mükelleflerden yapılan mal ve hizmet alımlarına ait faturalarda yer alan katma değer vergisi ihracatçı ya da iade talep eden diğer mükelleflerin iade taleplerinde iade edilecek KDV olarak dikkate alınmamakta, ayrıca vergi dairesince bu mal alım satım işinin gerçek olduğu noktasında ispat edilmesi istemektedir.  İşlemin ispat edilmesinde herhangi bir sıkıntı olmamakla birlikte , ispat aşamasında vergi dairesince birçok evrak istenmekte,  bu durum da iade talep eden mükellefin iadesinin gerçekleşmesinde zaman  ve finansman kaybına neden olmaktadır. Bu nedenle, özellikle KDV iadesi talep edilen firmalar özel esaslara alınmış mükelleflerden mal ve hizmet almak istememekte,   bunun sonucunda  haksız yere özel esaslara alınmış mükellef itibar ve müşteri kaybına uğramakta,  başka bir ifade ile de maddi ve manevi zarar görmektedir.

B)YASAL AÇIKLAMA:

Anayasa’nın Çalışma ve Sözleşme Hürriyetini düzenleyen 48. maddesinin 2. fıkrasında, DEVLETİN, özel teşebbüslerin milli ekonominin gereklerine ve sosyal amaçlara uygun yürümesini, güvenlik ve kararlılık içinde çalışmasını sağlayacak, 49. maddesinin 2. fıkrasında da, çalışanların hayat seviyesini yükseltmek, çalışma hayatını geliştirmek için çalışanları ve işsizleri korumak, çalışmayı desteklemek, işsizliği önlemeye elverişli ekonomik bir ortam yaratmak ve çalışma barışını sağlamak için gerekli tedbirleri alacağı hükümlerine yer verilmiş, “Vergi Ödevi” başlığını taşıyan 73. maddesinin 3. fıkrasında da, vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin kanunla konulacağı, değiştirileceği veya kaldırılacağı belirtilmiştir.

Bu düzenlemelere göre devletin çalışma hayatına dair düzenlemeleri yapması ve buna dair tedbirleri alması bir görev iken, çalışma, çalışanlar açısından bir hak ve ödevdir. Gerek bu alanda yapılacak düzenlemelerin, gerek çalışma hayatının bir sonucu olan vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerle ilgili düzenlemelerin yasa ile yapılması ise zorunludur. Dayanağını Anayasa’ya uygun olarak çıkarılmış olan bu Kanunlardan almayan düzenlemelerle bir takım hak ve yükümlülükler getirilemez. Bu suretle çalışma barışının sağlanması yanında, özel teşebbüslerin güvenlik ve kararlılık içinde çalışması da temin edilmiş olur.

Vergi idarelerinin, idari işlevleriyle ilgili olarak vergi hukuku alanında tesis ettikleri, uygulanabilir nitelikte, ilgililerin menfaatini doğrudan etkileyen ve onların hak ve yükümlülüklerinde değişiklik veya yenilik yaratan irade açıklamaları, verginin tarhı, tahakkuku ve tahsiline dair işlemleri 2577 Sayılı Kanunun 2. maddesi kapsamında idari yargının görev alanına girmektedir. Yarattığı hukuki sonuçlar dikkate alındığında, ŞAHSIM/şirketim HAKKINDA tesis edilen işlem kesin ve yürütülmesi zorunlu bir işlem niteliğindedir.

Şahsıma ait faturaların üçünü kişiler tarafından taklit edlmesinde şahsımın hiçbir kusuru ve ihmali bulunmamakla birlikte, üçüncü şahısların düzenlediği faturalardan hareketle şahsım özel esaslara tabi mükellefler listesine alınmıştır. Kaldı ki, davalı idarenin, gerek bağlı bulunduğu hiyerarşik üst makamların mükellefleri bu şekilde kategorize edebilmelerine olanak sağlayan hiçbir yasal düzenleme bulunmadığı gibi, Anayasa’da da buna izin veren bir hüküm yer almamaktadır.

Bu şekilde yasal dayanağı olmadan yapılacak bir sınıflandırma, vergi barışını bozucu etki yaratacağı gibi, Anayasa’da güvence altına alınan temel kişi hak ve hürriyetlerine de aykırılık teşkil eder. Dolayısıyla, yasal dayanağı olmadan, hukuka aykırı bir biçimde davalı idarenin kendi içerisinde oluşturduğu bir sınıflandırma ile şahsımın adına sözü edilen listede yer verilmiş olması sebebiyle bu liste şahsım açısından kesin ve yürütülmesi zorunlu bir işlem niteliğini kazanmıştır[1]. Zira bu işlem sonucu müşterilerim şahsımla olan ticareti sorgulamaya ve bazıları kesmeye başlamış ve işletmemiz ve şahsım maddi ve manevi anlamda telafi imkansız zarar görmeye başlamıştır.

Diğer taraftan şahsıma ait faturaaların taklit edilmesinde hiçbir kusurum olmamakla ve bu husus idarece düzenlenen raporda da sabit olmakla beraber ;“Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar, kimse suçlu sayılamaz.” şeklindeki Anayasa hükmünü de ihlal etmektedir.  Çünkü şahsımın davalı idare tarafından özel esaslara alınmasından dolayı bir nev’i cezalandırılmaktayım. Oysa hiçbir Kanunumuzda bu şekilde bir ceza ya da güvenlik tedbiri öngörülmemiştir. Uygulama bu haliyle fiilen “Ceza ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirleri ancak kanunla konulur.” şeklindeki Anayasa hükmüne de aykırılık teşkil etmektedir. Keza şahsımın bu şekilde işlemediği bir suçtan dolayı da cezalandırılıyor olması “Ceza sorumluluğu şahsidir.” şeklindeki Anayasa hükmüne aykırılık teşkil etmektedir.

Bu sebeple idarece yapılan işlem hukuksuz ve kanunsuz olup olup, kaldırılması gerekmektedir.

B)YÜRÜTMENİN DURDURULMASI:

Ayrıca 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun Yürütmenin Durdurulması başlıklı 27. maddesine göre, idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkânsız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda davalı idarenin savunması alındıktan veya savunma süresi geçtikten sonra gerekçe göstererek yürütmenin durdurulmasına karar verebilirler.

Yukarıda izah ettiğimiz üzere, davalı vergi dairesinin hakkımızda yaptığı haksız işlem, Anayasa’ya ve  yasal düzenlemelere açıkça aykırılık teşkil etmekte ve bu işlem sonrasında ekonomik durumumda zararlar meydana gelmekte, yıllardır çalıştığım firmalar bu olaydan dolayı şahımla çalışmayı bırakmakta ve telafisi imkansız maddi ve manevi zararlar görmekteyim.

 Bu sebeple Yüce Mahkemenizin takdir edeceği sair nedenlerle birlikte, İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı Hasan Tahsin  Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün şahsım hakkında tesis ettiği “ özel esalara alma” ( kodlama, kategorize etme, suçlama) işleminin öncelikle yürütülmesinin durdurulması, devamında da incelenerek iptal edilmesi gerekmektedir.

IV) SONUÇ VE TALEP                :

Yukarıda ayrıntıları ile açıklandığı üzere; dava konusu işlem ANAYASANIN amir hükümlerine aykırı olup,  bu işlem ( koda alma, özel esaslara alma, kategorize etme,) şahsıma ve işletmeme maddi ve manevi olarak zarar vermesi nedeniyle, her türlü yasal hakkım saklı kalmak kaydıyla,

-Yapılan idari işlemin öncelikle yürütülmesinin durdurulması, devamında da incelenerek iptal edilmesi

  • Dava giderlerinin karşı tarafa yükletilmesini saygılarımla arz ve talep ederim.

………………………

 

  • EKLER :

[1] Danıştay Üçüncü Dairesi, 13.05.2015  Esas No : 2014/11851, Karar No : 2015/3173 sayılı

 

3) MAHKEME KARARINA İSTİNADEN KODTAN ÇIKARILMAYA İLİŞKİN DİLEKÇE

 

…………..Vergi Dairesi Başkanlığı

………….Vergi Dairesi Müdürlüğü’ne

………………

Tarih:

Konu : Yüürütmeyi Durdurma kararı

İlgi : ……………………….

Dairenizin …………..vergi kimlik numaralı mükellefiyiz.

İlgide kayıtlı yazınızda şahımın Vergi Müfettiş……………….tarafından düzenlenen ……….tarih ve ………………sayılı vergi tekniği raporuna istinaden  ……………….sayılı giriş onay kodu ile özel esaslar kapsamına alındığı beliritlmiştir.

Bahse konu işleminiz dava konusu yapılmş olup,  ………….Vergi Mahkemesince ………….Tarih, …………sayılı kararında yürütmeyi durdurmaya hüküm vermişlerdir.

4982 sayılı Bilgi edinme  ve 3071 Sayılı Dilekçe Hakkının Kullanılmasına Dair Kanuna tevfikan söz konusu karara istinaden yapılan  ya da yapılacak işlemler hususunda tarafıma bilgi verilmesini arz ederim.

Tarih/Kaşe/İmza.

 

Adres :

[/ozel]

 

Daha Fazla Göster

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
Kapalı
Kapalı